Kategori: Denemeler
-
Gidemediklerimiz

kocaman bir boşluk, savrulup duruyor yüreğim. kaç başlangıca, kaç elvedaya ev sahipliği yaptım kim bilir. Hiç birini uğurlamadım. Bilmezdim kovulmadan çıkmayı, bilmezdim her sevginin zamanla bittiğini ve bilmezdim her kallbe uygun değildi sevdam. Bazen bir beden büyük gelirdi sevgim; karşımdaki seneye kaldırırdı beni. Onu bile beklerdim ya, safım biraz galiba.…
-
Temmuz

Saat üç. Savsak adımlarla evimin olduğu sokağa girdim, aklımın yarım başında olduğu bir gün daha; ben Temmuz. Ailem doğduğum ayı adım yapmaktan ileriye gitmemiş. Evvelinde de sarhoşluk hatası diye tanımlanan bir tohum olarak ana rahmine düşmüşüm zaten. Ne beklenirdi benden; savsak adımlı, aklı yarım başında bir adam olmamdan başka? Anahtarı…
-
Dalgalar ve Kayalar

Denizler bir ressam, dalgalar ise fırçaydı benim geldiğim yerde. Bir çok tuval gördüm, hiç birinin ilk halini göremesemde. Kayalar, aşına aşına yeni bir şekle bürünürmüş. Kaç yılda kim bilir… İnatçı ve kendinden emin dalgalar, dışı sert içi değişime açık kayalarda hayat bulurmuş demekki. Kaya mıydık, dalga mı? ya da, Bir…
-
Affetmek

Seher hanım mutfağa girip masaya oturdu. masadaki iki gündür dökülmeyi bekleyen küllüğe baktı bir süre. Hayat garipti, öldürüleceğini sanmadan hemen önce aynı sandalyede sigarasını içiyordu. Yalnızdı seher hanım, evde, dışarda, içinde. Yeşermeyi becerememiş, çöllere gebe kalmıştı. O da çoğunluğa uyup çocuk doğurmuş, sevmediği eşine her akşam yemek yapmış, içindeki buhranlardan…
-
Sobe

kendime bir oda yaptım, odada yalnızca ben olmalıyım; tüm baba yaralarımdan, sessiz çocukluğumdan, duygularımdan, utandığım; tüm kırık dökük yanlarımdan soyunacağım ta kapının pervazında. içerde çıplak olmaktan utanmayacağım. Penceresinden bahar dalları giriyor, pembe beyaz; bir bebek kadar masum, gerçeklik kadar kırılgan. Yalan sağlamlıklar istemiyorum. Yalanı çıkarsak ne kalır benden bana? yüzleşmekten…
-
Zincir

İnsan kendi özgürlüğüne zincirleniyordu, yavaş yavaş.Her şey değişiyor, değişim sabit kalmayı başarıyordu. Aynı dünyanın ayrı zindanlarına özgürlük çiziyor, kendimizi avutuyorduk. Çoğumuz şimdi o kendimizi yırttığımız özgürlüğe sahipken ne kadar tutsak olduğumuzun farkında mıydık? Oysa bir otobüs camından dışarı bakarken, yollara dalmış hayal kurarken ne kadar mutluyuz değil mi? Anladım ki,…
-
Eksik

İnsan eksiktir.demiş İlhan Berk. Peki, zamanların birinde, hiç değilse kısa bir zaman diliminde de olsa, tam hissetmiş midir insan olan? Yunan mitolojisini bilirsiniz, belki de bu eksikliği Zeus’un lanetiyle açıklamaya başlayabiliriz. Yunan mitolojisinde göklerin hakimi zeus’un yarattığı insanlar eskiden dört kollu, dört bacaklı, iki ayrı yüze sahip ve sırtlarından birbirlerine…
-
ÖMÜR

“İçimde geç kalmışım gibi bir telaş var ömür. Çözemiyorum neye geç kaldığımı. ama hissediyorum bir yerlerde bir şeyleri kaçırıyorum. Çektiğim Sigaranın dumanı ciğerlerime doldu da yaktı bile. Bu kadar hızla akıp giden zamanda yerimi kaybettim, bulamıyorum. “ bir nefes daha çekti sigarasından, ihtiyaçmış gibi, su gibi ciğerlerine doldurdu zehri. “Nerede…
-
Siyah Paltolu Kadın

İstanbul’da sonbahar çok yağmurlu geçerdi o zamanlar. İnsanlar daha gerçekti, hüzünleri, heyecanları, mutlulukları… Hep öyle derlerdi. Öyle miydi, bakmadım. İstanbul’da, haydarpaşa garında bir cinayet işlendi o gün. Pek konuşulmadı, üstünde durulmadı. Az önce biten yağmurdan, tüm banklar sırılsıklamdı. Yalnız bankların etrafı koşuşturmalarla doluydu. İnsanlar ellinde valizleriyle koşuşturuyor, valizi olmayanların ise…
-
Anarşik Kaldırım Taşı

Sendeledim, anarşik bir kaldırım taşına takıldım. Hem de ellerimi ceplerime koymuş, dümdüz önüme bakarken, hemde böylesine kalabalık bir caddedeyken! Evden çıkmadan tişörtümü çekiştiren kapı koluna ettiğim küfürlere ayağımın takıldığı kaldırım taşı da eklenmişti. Gerek var mıydı? elbette yoktu! Haa, sabah tıraş bıçağıyla da ayrı hesaplaşma yaşamıştım. Aidatın da son günü,…
