İnsan eksiktir.
demiş İlhan Berk.
Peki, zamanların birinde, hiç değilse kısa bir zaman diliminde de olsa, tam hissetmiş midir insan olan?
Yunan mitolojisini bilirsiniz, belki de bu eksikliği Zeus’un lanetiyle açıklamaya başlayabiliriz. Yunan mitolojisinde göklerin hakimi zeus’un yarattığı insanlar eskiden dört kollu, dört bacaklı, iki ayrı yüze sahip ve sırtlarından birbirlerine yapışık şekilde; yani çift olarak yaşamlarını sürdürürlermiş. Her şeyleriyle tamamlanmış insanlar, o kadar huzurlu ve mutluyken, tanrıları zeus’a şükretmeyi unutunca zeus onlara bir ceza vermiş. Gökten bakanları dahi kör edecek kadar parlak bir şimşekle çift insanları ruhlarıyla birlikte ikiye bölmüş. Ömürleri boyunca ruh eşlerini aramaları için onları cezalandırmış.
Bana göre,
İnsan olan, ömürleri boyunca bu eksikliğin nedenini anlamadıkları için ‘inanç’ ve ‘aidiyet’ hissinde teselli bulmaya çalıştı. Vicdanen eksik hissettiğimizden dine ihtiyaç duyduk.
insanlığın en temel varoluşsal çıkmazı, tamamlanamamaktır. Fakat aslolan da şudur; insan eksikliklerinden doğan, akılalmaz çözümler bulan, tüm keşiflerin sebebidir. Bizim pusulamız eksiklik hissetmemizdir.
Cevaplar ararız eksikliklerimize. Buldukça başkalaşır, tamamlandığımız yerden eksiltiriz .
ZEYNEB YURDAKUL.


Yorum bırakın